Gündemden

Burak Barut' Alıntı:
[quote="Tugay Aktepe":3mteb3xh]Senin benim gibi aklı başında olmayan ya da olupta bahane arayan hatta 13-14 yaşlarda daha sakin düşünemeyen insanlar '' Aaaa, futbolcu içiyor, ben neden içmeyeyim '' diyebilir...

Sonuçta kamuoyuna hitap eden insanlar bunlar. Fazla örnek alınır özellikle futbolcular.


Polat Alemdar kafa kesiyor bende keseyim demedim hiç.
Ya da şunu kullanıyorlar bende yapayım demedim hiç.
Bu insanın kendisiyle alakalı birşey, sigara içmeye bahane bulmak o kadar kolay ki.[/quote:3mteb3xh]

Burakcım;

İletimi iyi okuyamadın sanırım.

'' Senin benim gibi aklı başında olmayan ya da olupta bahane arayan hatta 13-14 yaşlarda daha sakin düşünemeyen insanlar ''

Valla bu kadar aşık olduğunu bilmiyordum. :)
 
Cim Bom gerçeği!

Rijkaard-Neeskens yönetiminde Tobol maçıyla yola çıkan Galatasaray?ın futboluna, o malum birileri baştan beri hep burun kıvırıyor. ?Durun hele, karşısına dişli rakip çıksın da...? gibisinden söylemlerle insanların hevesini kaçırmaya çalışıyorlar.

Tobol köy takımıydı onlara göre, Netanya nahiye, Levadia da kasaba... Bununla kalmadı o mükemmelliyetçi vasatların küçümsemeleri... Gaziantep bitmiş, Denizli diye bir takım zaten ortada yok, ah nerede o eski Kayseri, Ankaraspor küme düşürüldü, sayılmaz! Eeee, ya Beşiktaş! O da sayılmaz, çünkü Siyah-Beyazlı ekip kaleci Rüştü?nün hatalı golleriyle yıkıldı, o bakımdan! Yani, Galatasaray galibiyeti hak etmemişti! Hatta 3 puanları geri alınmalı! Gaziantep, Kayseri, Ankaraspor ve Beşiktaş?ın bir ortak özellikleri var oysa... Puan cetveline bakıldığında bu çok net olarak gözüküyor. Kimisi beş maç oynamış, kimisi dört... Ama hepsinin yenilgi hanesinde ?halen ve sadece Galatasaray? yazıyor! Görebilene tabii!

Şu rakibin hata yapması konusuna gelince; 3. haftada 3 galibiyetle Yunan liginin zirvesinde yer alan Panathinaikos güçlü bir rakip midir onlara göre, bilemem. Ama yedikleri ilk ?hatalı? golü şöyle bir gözünüzde canlandırın... Milan Baros sağ kanatta rakibini öyle bir geçti ki, savunma bir anda dağıldı... Kewell soldan bindirdi, Elano ortadan yüklendi, atak zaten süratli gelişti, hooop bir hata ve gol! E be kardeşim, o hata bir başına var olmadı ki! Baros?un çalımını yok say, süratini yok say, Elano ve Kewell?ın rakip kalede bitivermelerini yok say, eee, o zaman demezler mi adama, ?sen de yok ol? diye! O hatalar yapılmadı, yaptırıldı da... O goller yenmedi, atıldı da... Bırakın aşağılık kompleksini de, görün artık bu gerçekleri!

Ne istiyor onlar biliyor musunuz? Ruhsuz, estetikten uzak, sıkıcı, ama kazanılmış nice 90 dakikalar... Yani maç oynanırken zevk almak yerine, maçtan sonra mastürbasyon yapmayı tercih ediyorlar! Bakın, bu iki maç üst üste yayınlar pek güzel oldu bu bakımdan. Son Panathinaikos-Galatasaray maçında hop oturup, hop kalkan Fenerbahçeliler?in, kendi takımlarının Twente karşısındaki mücadelesi sırasında sadece elleri-kolları oynadı, bela okumak için o da! Galatasaraylılar, ?rakibin gücü nedir, ne değildir?e bakmadan her maç öncesinde ?kaç olur? diye birbiriyle ?skor toto? oynarken, Sarı-Lacivertliler ?ne olur?u yaşıyor hâlâ... Gerçek Fenerbahçe taraftarı takımının Galatasaray gibi hücum futbolu oynamasını istiyor, malum kişiler ise Galatasaray?ı Fenerbahçe?nin düzeyine indirmeye çalışıyor!

******************

Ayhan deyip geçmeyin
Galatasaray?ın oynamaya çalıştığı futbolun temel taşlarının en başında geliyor Ayhan Akman... Onsuz kazanmaya devam etmeleri bu nedenle çok önemli. Çünkü Ayhan, sadece savunma ile forvet arasındaki top alışverişini yönetmiyor. Sadece top rakibe geçtiğinde pres yapıp, top çalmıyor. Sadece kademeye girmekle, hücuma katkı vermekle yetinmiyor. Sahadaki Galatasaray takımının boyunu kısaltıyor, ki en önemli işlevi de bu... Dikkat edin, Ayhan?sız çıktığı maçlarda Galatasaray çok yoruluyor ve rakipleri karşısında zaman zaman bocalıyor. Daha da önemlisi, skor olarak değil belki ama, oyun olarak istediğini sahaya yansıtmakta zorlanıyor.

******************

Hoşgeldin Capone!
Mustafa Sarp, bugüne kadar Türkiye?ye gelmiş ?en verimli? Brezilyalı olarak gördüğüm Capone?nin rolünü oynuyor. Savunmada hep var, yüreğini ortaya koyuyor, artı olarak kritik ekstra gollere imza atıyor. Beşiktaş maçında Tabata?ya yerde salladığı ?sembolik? kafası var ya, hani birilerinin ağızlarına sakız ettiği... 29 yaşına kadar orada-burada sürüneceğim. Sonunda hayallerim gerçek olacak ve Galatasaray gibi büyük takıma gelip, hem de süper bir başlangıç yapacağım. Ve biri gelecek, beni sakatlamak için çift dalacak! Şiddetin her türüne karşıyım ama, ben bile o şartlarda Mustafa Sarp kadar masum tepkiyle yetinmezdim herhalde!

******************

Kurtarandan fazlası
Çoğunluğun yanıldığı isimlerin başında Leo Franco geliyor. ?Öyle gol yenir mi? ile başlayan cümleler kurarak, kaleciliğin sadece kurtarmaktan ibaret olduğunu sanıyor bazıları. Oysa gerektiğinde sarkık libero gibi çıkışlar yaptığını, oyunu çabuk ve isabetli başlatarak takımını atağa kaldırdığını görmüyorlar.


******************

Çarşı?nın özür borcu
Beşiktaş tribünleri, futbolu aşan duyarlılığı nedeniyle ?yeniden? saygınlığını kazanmaya başlamışken, Galatasaray?ın ve Türk futbolunun duayenlerinden Ali Sami Yen?e edilen küfürler nedeniyle sınıfta kaldı. Bu davranış Çarşı?nın ortak tercihi değilse, aradaki yabani otlar ayıklanmalı. Hâlâ bir özür bekliyoruz.


http://fanatik.ekolay.net/Galatasaray-C ... 146_37.htm
 
Eray Çarşının ortak tavrı değil diyosunya katılmıyorum sana.
İnönü de edilse o küfürler sana katılabilirdim ama derbi oynuyosun deplasmanda tribünlerde kimler var sence yada sorayım bu forumda fener yada bjk deplasmanına giden kaç kişi var 3 belki 5 neden biliyomusun o maçlarda biletler hemen hemen tamamen yönetim tarafından alınır ve tribün gruplarına dağıtılır. Yani diyeceğim şu, o gün oradaki 1000 tane bjk li taraftarın hepsi de Çarşının en önde gelen ağır abilerinden oluşuyordu orada koro şeklinde bir değil iki değil ısrarla küfür edilmesi tamamen Çarşı grubunun davranışıdır, Onların kontrolü dışında gerçekleşen bi durum değildir.
 
Ayrıca Çarşını resmi sitesinde forumlarında 1 kişi bu konuya değinmiş ManU maçından Ali Sami Yen den özür dilenmeli diye hem çocuğu rezil kepaze ettikleri gibi hem de Ali Sami Yen'inden Metin Oktay'ına diye başlayan benim bilgilendirme amaçlı bile olsa devamını getirmekden hiicap duyacağım laflar ediliyor hemde onlarca insan tarafından vel hasılı kelam Çarşı bitmiştir benim gözümde.
 
Şamil Turançiftçi' Alıntı:
Eray Çarşının ortak tavrı değil diyosunya katılmıyorum sana.
İnönü de edilse o küfürler sana katılabilirdim ama derbi oynuyosun deplasmanda tribünlerde kimler var sence yada sorayım bu forumda fener yada bjk deplasmanına giden kaç kişi var 3 belki 5 neden biliyomusun o maçlarda biletler hemen hemen tamamen yönetim tarafından alınır ve tribün gruplarına dağıtılır. Yani diyeceğim şu, o gün oradaki 1000 tane bjk li taraftarın hepsi de Çarşının en önde gelen ağır abilerinden oluşuyordu orada koro şeklinde bir değil iki değil ısrarla küfür edilmesi tamamen Çarşı grubunun davranışıdır, Onların kontrolü dışında gerçekleşen bi durum değildir.

Şamil Abi yazı benim değil,dünkü Fanatik gazatesinden Ayhan Yılmaz'a ait bir yazı :) ama suç bende belirtmemişim özür dilerim. ;)
 
Erman Efendi dedi ki;

Kasımpaşa maçından sonra Galatasaray şunu gösterdi, çekirge gibi bir seker iki seker bir gün bir sektirirler feleğini şaşar...

Ben de diyorum ki;

Ey Erman ve karşı yakanın maşası medya. Dua etmeyin boşuna kemik yağmayacak !
 
Tugay Aktepe' Alıntı:
Erman Efendi dedi ki;

Kasımpaşa maçından sonra Galatasaray şunu gösterdi, çekirge gibi bir seker iki seker bir gün bir sektirirler feleğini şaşar...

Ben de diyorum ki;

Ey Erman ve karşı yakanın maşası medya. Dua etmeyin boşuna kemik yağmayacak !

Galatasaray'ın 1 golu bir penaltısı ve rakibin on kişi kalması gibi kararlar verilmemiş..Rakip bu sayede ilk yarıyı 1-0 önde kapayıp inanılmaz bir motivasyon kazanmıs..2.yarıya bu yüksek motivasyon'un verdigi adrenalinle inanılmaz bir direnc ve enerji kazanmıs..Böyle bir takım var Galatasaray'ın karsısında vatan millet sakarya...Ve tek kale oynayan bir galatasaray var, pozisyon üstüne pozisyon...Bir topa 3 kişi basan,kewell'ın bile pres yaptıgı bir 2.yarı..

Ey sevgili Erman ne cekirgesinden bahsediyorsun..

Senin sevgili Fener'in lig'de sıcradı sıcradı sesin cıkmadı..

Elin avrupa'lısı sinek degil gagavu cıktı soktu şişirdi...Kim cekirge hepimiz iyi biliyoruz...
 
Osman Tanburacı Selçuk Yula'yı eziyor Cine5'te izlemek isteyen varsa.Seveni falan :)
 
Hazır Osman Tanburacı demişken Pana maçından sonra Gökmen Özdemir'in yazısını ve Kadir Çetinçalı'nın bugünki yazısının ilk 2 kıtasını gördükten sonra Osman Tanburacı benim için tektir. Galatasaray'lı bir yazar olarak Osman Tanburacı dışında belki ama belki Ahmet Çakır'a inanırım. Onun dışında Galatasaray'lı yazarlar bile kıskançlıklarından yazılarında saçmalıyorlar.

Devam etsinler...

Son olarak sadece bugün değil, her programda Selçuk'a ayar veriyor bıyıklım. Selçuk'da ise değişen bir şey yok. Aynı Selçuk.

Not: Burak eğer burayı takip ediyorsan oku. Gökmen konusunda sen haklıymışsın bu adamın bildiği hiç bir şey yok, tek bildiği şey her yorumcudaki gibi kıskançlık.
 
Arada Osman Tamburacı'da bazen ayar bozuyor.Her zaman böyle değil yani:)
 
Arkadaşlar bazı şeyler çok güzelken olumsuzluklarıda görmek gerekir.

Hücum hattımıza kim ne diyebilir. Ama geri dörtlü ve orta sahanın bu denli çabuk geçilmesi beni rahatsız ediyor..Bunda öncelikli olarak pas yuzdesi kötü olan bu nedenle çıkarken çok top kaptıran Sarp-Mehmet ikilisi sorumlu gözüküyor.(sanırım Ayhan dönmüş oranın şifası olabilir)

Bunun yanında geri dörtlünün durumu var.Araya defans arkasına atılan toplar büyük tehlike..Her maçta yüreğim ağzıma geliyor.

Beşiktaş maçında verdiğimiz pozisyonlar saymakla bitmez.Keza panatinaikos maçıda öyle..Dün bile hatırı sayılır pozisyonlar verdik.Ama bu durumu hepimizden çok Frank ve kurmayları görüyorlardır.

Yani eğri oturup doğru konuşmak gerekirse ŞANS faktörüde özellikle defans kısmında vardı son maçlarda.
 
Ligde 3 maçta sonradan oyuna giren ve 5 gol atmayı başaran Nonda'nın, geçen yılın şampiyonu Beşiktaş ile kıyaslandığında ilginç bir istatistik ortaya çıkıyor. Kartallar, bu sezon sadece 3 gol atarken, Nonda bu sayıya Kasımpaşa mücadelesinde ulaştı.

:)
 
İğreniyorum artık Hıncal Uluç'tan.Daha 3 ay önce "Rijkaard Galatasaray'a Avrupa'da kupa kazandırmaya geldi." diyordu ,şimdi "Rijkaard futbolu bilmiyor" diyor.İnsan utanırda "eski yazılarıma bakıyımda ,kendimle çelişmeyeyim." der.

Not:Milan Baros'a golcü değil diyip duruyorsun.Be adam!Hiç değilse istatistiğine bak, 1 yılda 42 maçta 37 gol atmış.Kendisini Fernando Torres ya da Didier Drogba ile mi karşılaştırıyor ne!
 
Hakan Oksuz' Alıntı:
Arkadaşlar bazı şeyler çok güzelken olumsuzluklarıda görmek gerekir.

Hücum hattımıza kim ne diyebilir. Ama geri dörtlü ve orta sahanın bu denli çabuk geçilmesi beni rahatsız ediyor..Bunda öncelikli olarak pas yuzdesi kötü olan bu nedenle çıkarken çok top kaptıran Sarp-Mehmet ikilisi sorumlu gözüküyor.(sanırım Ayhan dönmüş oranın şifası olabilir)

Bunun yanında geri dörtlünün durumu var.Araya defans arkasına atılan toplar büyük tehlike..Her maçta yüreğim ağzıma geliyor.

Beşiktaş maçında verdiğimiz pozisyonlar saymakla bitmez.Keza panatinaikos maçıda öyle..Dün bile hatırı sayılır pozisyonlar verdik.Ama bu durumu hepimizden çok Frank ve kurmayları görüyorlardır.

Yani eğri oturup doğru konuşmak gerekirse ŞANS faktörüde özellikle defans kısmında vardı son maçlarda.
Bizim stoperlerimiz ileri çıkmadığı sürece hem orta sahamızın rahat geçilmesine hemde Kasımpaşa ayarında takımlara 1 maçta 5 pozisyon vermeye alışmalıyız artık. Basınımız ileri uç oyuncuları geri gelmeli diyor ama hangi takımda ileri uç oyuncuları geri geliyor ki? Messi'nin Henry'nin İbrahimovich'in, Benzema'nın Ronaldo'nun Kaka'nın geri geldiğini gören varmı? Söylemek istediğim şu bu kadar pozisyon vermemizde en az suç orta sahanındır. Hücum futbolu oynadığımız bir düzende tabiki orta saha oyuncuları ileride kalacak. Defansımızın ve özellikle stoperlerimizin minimum santra noktasının 2-3 metre gerisine çıkması lazım. Aksi takdirdi rakiplerimiz becerikli ayaklara sahipse yiyeceğimiz 4-5(Özellikle Fenerbahçe deplasmanı için söylüyorum) gole hiç şaşırmayalım derim.
 
Alperen Kaplan' Alıntı:
Burada yazılmamış sanırım ama İngiliz basını M.City'nin serbest bıraktığı savunma oyuncusu Michael Ball ile ilgilendiğimizi belirtiyor.

Buyrun: http://www.dailymail.co.uk/sport/fo...gn-Manchester-City-defender-Michael-Ball.html

Haberde Turkish Giant olarak geçmek de gururumuzu okşuyor...
Nasıl bir oyuncu olduğunu bilmiyorum ama herhalde biz Ocak ayında savunmaya transfer yapmayız. Çünkü büyük ihtimalle ilk devrenin bitimine kadar çok ağır bir sakatlığı olan stoperimiz olmaz. Transfer yapacaksak da bonservis bedeli ödemeden Bordeaux'dan Chamakh'ı alırız Ocak ayında.
 
Kewell'ın mektubu!
23/09/09 13:10

Galatasaray'ın yıldızı Harry Kewell, sarı kırmızılı takımın Kasımpaşa'yı 3-1 yendiği maçtan sonra, Kasımpaşa-Florya yolunda, Sydney'deki can ciğer arkadaşı James'e bir mektup yazmış. Bu mektubu ele geçirdik ve tercüme ettik...

"Sevgili dostum James;

Biliyorum gelmeyeli uzun zaman oldu ve sana yine yazma gereği duydum. Defalarca bahsettiğim İstanbul trafiğine yine takıldık, otobüs içinde herkes kendini oyalamaya çalışıyor. Milan eşiyle konuşuyor, Arda en ön koltukta oturup elinde mikrofonla bize stand-up yapıyor, Keita ve Nonda hala maçı yaşıyorlar - görmen lazım, Sabri PSP'de Fifa 2011 oynuyor, yanlış okumadın 2011 - burada çıkmış James, inanılmaz değil mi?
Ama 2020 de olsa fark etmez, Sabri oyunda bile orta açamıyor.

En dikkatimi çeken ikili Servet ve Elano. Servet, Elano'ya Türk müziklerini dinletiyor, Elano ise Brezilya ritimlerini Servet'e dinletiyor. Bunlar seneye düet yaparsa şaşırmam, James. Herkesin neşesi yerinde, oysa acayip bir maçtan çıktık. Bugün deplasman diye otobüse bindik, şehir içine gittik. Kasımpaşa'yı daha önceden duymuştum ama hiç gitmedim. Otobüs Kasımpaşa'ya girdiğinde, "herhalde yanlış saptı" diye düşündüm ama değilmiş. Resmen mahallenin içine stadyum yapmışlar. Duyduğuma göre, Türkiye'nin Başbakanı buralıymış, stadın ismini de o taşıyor. Tuhaf gerçekten. Stadın bitişiğindeki apartmanlarda yüzlerce kişi maç izliyordu, statta bu kadar insan yoktu. Nedeni mi? Düşün, oranın parasıyla 75 dolara kombine bilet satmışlar, şimdi tek maça 91 dolar istiyorlar. Stat güzele benzese de, yarısı yok... Bir tarafta bizi seyirciler izledi, diğer taraftan Turkcell Reklam Banneri. Maça gelince, puansız bir rakiple oynadık. Hocalarını sanki defalarca görmüş gibiyim, devamlı bir yerden çıkıyor - ilginç bir adama benziyor, maç esnasında bir apartmanlardan gelen tezahüratları duydum bir de Kasımpaşa hocasını. Taç atarken bile bağırıyordu herkese. Rakip takımda ilginç oyuncular vardı, James. Azar Karadaş diye bir forvet oyuncuları mesela... Benfica'da, Portsmouth'da, Kaiserslautern'de filan oynamış. Sanki geçmişte Şampiyonlar Ligi'nden hatırlıyor gibiyim. Türk asıllıymış dediğine göre, isminden de anlaşılıyor değil mi? İlgimi çeken başka bir isim Andre Moritz diye bir çocuktu. Beşiktaş'daki Delgado'yu daha önce anlatmıştım sanırım, hani bizim Tobias gibi devamlı salonda çalışan oyuncu. Baştan Moritz'i Delgado zanettim, insan bu kadar benzemez inan. Oyuncu olarak baya iyi, bence Beşiktaş seneye 20 milyon euroya alır, hehe. Bir de tuhaf bir kalecileri vardı. Eldivenleri yok ve devamlı saha içinde koşuyordu, 90 dakika içinde bir kere kalecilik yaptı ama o da şahaneydi. Ali Güneş'miş adı galiba, Almanya'da falan oynamış, bilirsin Almanlar'ın kalecileri hep iyi olur. Bizim için iyi biten bir maç oldu, onlar öne geçti ama ilk yarı o kadar çok hırslı oynadılar ki, baya yoruldular. İkinci yarı alacağımız belliydi. Shabani de işini gerçekten iyi yaptı. Bu çocuğa hayranım, hep yedek ama hiç sorun çıkartmıyor. Geçen sene Ümit Karan neler yaptı, anlatmıştım biliyorsun. Maçtan sonra stattan çıkarken, beni evine çay içmeye çağıran insanlar oldu o apartmanlardan. Arda "Harry, gidelim mi?" diye sordu. Gülmedim, çünkü bu çocuk şaka yapmıyor da olabilirdi. Zaten dün de "dayıcığım" diyerek bayram diye elimi öptü. ?Dayıcığım? ne demek acaba? Daha çok şey anlatmak isterdim ama Florya'ya yaklaştık. Bu arada Elano, Türkçe şarkı söylemeye başladı, bu Servet'ten korkulur - her anlamda...

Kendine iyi bak...
Harry"

Fatih Demireli'nin Notu: Bu yazı A'dan Z'ye bir hayal ürünüdür, sadece ruh halimi yansıtmaktadır.

Güzelmiş :)
 
:D başından sonuna kadar okudum bir de gerçek sandım hayal ürünüymüş.Bugün harbi iyi değilim :p
 

Üst