Gündemden

Bende resmi sabah gordum gercekten saglam bir kapak olmus.Zaten akli olan ve maca giden insanlar bilir o aglardan pet sisenin gecemeyecegini.Adamlar bize kactane su atti hicbiri gelmedi hepsi aglara takildi.
 
Skandal üstüne skandal
Maçtan önce tribünden atılan bir cisimle kafası yarılan ve dikiş atıldıktan sonra sahaya çıkan yardımcı hakem Tarık Ongun neler düşünüyordu?
Bünyamin Gezer'in yaptığı açıklamalardan sonra telefonum hiç susmadı. Futbol camiası tam anlamıyla şaşkına dönmüştü. Türkiye'nin en çok konuşulan ismi Bünyamin Gezer ortaya çıkmış; maçta yaşadığı her şeyi anlatmış ve aldığı bütün kararları net bir şekilde savunmuştu. Ama karanlıkta kalan bir nokta daha vardı...
Maçtan önce tribünden atılan bir cisimle kafası yarılan ve dikiş atıldıktan sonra sahaya çıkan yardımcı hakem Tarık Ongun neler düşünüyordu. Ongun'a ulaşamadım. Ama ismi bende saklı, kamuoyunun ve hakem camiasının çok yakından tanıdığı bir isme ulaştım. Tarık Ongun ile konuşmuştu.

İşte Ongun'un ona anlattıkları...

Ben tek satırına dokunmadım...
?Yüzümüz maraton tribününe dönük ısınma hareketleri yapıyorduk. Tam sahaya geri dönerken, bağırış çağırış seslerini duyduk. Bu sırada kafama bir cisim isabet etti. Büyük ihtimalle madeni paraydı. O cismin çarpmasıyla birlikte ben bir yandan acı hissederken, diğer yandan da Bilica'nın tokatını gördüm. Elimi başıma götürdüğümde elim kana bulandı. Ne olduğunu anlamamıştım.

İçeriye, soyunma odasına girdik. Hakem odası ana baba günüydü. Temsilci, gözlemci, diğer görevliler... Odayı boşaltmaya çalıştık ama olmadı. Bunun üzerine beni yan odaya aldılar. Orada kafama dikiş atıldı. Bünyamin Gezer bana en az 6-7 defa, ?Devam edebilir misin?? diye sordu. Her seferinde yanıtım, ?Evet? oldu. Ama bu arada aklımdan neler geçiyordu neler:

- Oğlum Tarık, çıkıp bir hata yaparsan sonun olur...
- Bir hatalı karar versen, herkes ?Kafasını gözünü yardılar, korktu? diye düşünür...
- Çıkmasam, bu sefer üstümüze gelirler...
Futbol Federasyonu'nun bu konuda ne yapılması gerektiğine dair yazılı bir talimatı yok. Dolayısıyla hem Bünyamin Gezer hem de biz iki arada bir derede kaldık. Bana sorduğu zaman, ?Ben bu maçı yönetemem? desem ne yapacağını o da bilmiyor.

- Karşılaşmayı erteler mi?
- Dördüncü hakemi mi kullanır?
- Başka bir hakem mi getirir?

Talimatlar açık değil
Bununla ilgili olarak elimizde hiçbir talimat yok. Hiçbir şey açık değil. Üstelik bu maçta o kadar çok şey oldu ki... Herkes kendi rengine ve düşüncesine göre yorum yaptı. Sahanın diğer tarafından gelişen pozisyonda Alex'in attığı ilk gol ofsayttı. Televizyondan izlediğimde ben de ofsayt olduğunu gördüm. Eleştirenler, ?Bünyamin Gezer ofsayt golü verdi? diyorlar.

Ama unutuyorlar. Aynı Bünyamin Gezer çok daha zor pozisyonda çizgi dışına çıkan topu gördü ve Fenerbahçe'nin golünü iptal etti.

Keita olayı komikti
Mesela Keita olayı... O pozisyon gerçekten çok komikti. Tribünden atılan cismi gördüm. Bir hamle yapsam, elimi yukarı kaldırsam tutabilirdim. Yapayım mı, yapmayayım mı diye düşündüm. Tereddüt ettim. Su bardağı geldi, Keita'ya değip değmediğini görmedim. Baktım Keita gözünü tutuyor. Büyük olasılıkla bardağın ucu, o keskin yanı Keita'nın yüzünü çizdi.

O sırada Bünyamin Gezer geldi. Cismin isabet edip etmediğini sordu, ?Gördün mü?? dedi. ?Görmedim, ama yüzünü tuttuğuna göre çarptı? dedim.

Penaltı pozisyonununda Gezer pozisyona çok yakındı. Ben penaltıyı işaret etmedim. O düdüğü çaldı
 
Medya Bilgilendirme | Basın Toplantısı


Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Haldun Üstünel, yarın (30 Ekim Cuma) saat 13:00'da, Florya Metin Oktay Tesisleri Turgay Vardar Basın Odası?nda bir basın toplantısı düzenleyecektir.

Medya mensuplarının bilgisine sunulur.



mevzuyu bilen var mı?
 
erenbekdemir' Alıntı:
Medya Bilgilendirme | Basın Toplantısı


Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Haldun Üstünel, yarın (30 Ekim Cuma) saat 13:00'da, Florya Metin Oktay Tesisleri Turgay Vardar Basın Odası?nda bir basın toplantısı düzenleyecektir.

Medya mensuplarının bilgisine sunulur.



mevzuyu bilen var mı?
Derbi maci ile ilgili sanirim.
 
Cezalar açıklandı:

Fenerbahçeye 2 maç seyircisiz oynama, Keita ve Bilicaya da 3 er maç men cezası geldi.

Şahsi fikrim, Fenerin 2 maç cezası 1'e indirilir ve medyanın adaleti sağlanır. Keitada ise indirim olmaz. Zaten o yumrugun hakkı 3 maç indirim olmasın. Bilica için ise süpriz oldu benim için de. Onun cezasında da indirim beklemiyorum çünkü o indirilirse Keitada da indirim yapmak zorunda kalınır ki tahminim ikisine de indirim yapılmaz.
 
Olayların fitilini ateşleyen Cristian'ın cezalılar listesinde olmamasıda ayrı bir komik.
 
"Arda'ya kimse el kaldıramaz"

Galatasaray Futbol Şube Sorumlusu Haldun Üstünel, düzenlediği basın toplantısında çok sert açıklamalar yaptı. Fenerbahçe derbisinde yaşanan olaylar ve akabinde gelen cezalar hakkında bir basın toplantısı düzenleyen Üstünel, Fenerbahçe'ye, Bünyamin Gezer'e, TFF'ye ve PFDK'ya yüklendi !..

PFDK'nın Fenerbahçe'ye 2 maç seyircisiz oynama cezası verip Bilica ve Keita'ya da 3'er maç ceza vermesini sert biçimde eleştiren Üstünel, "Açık ve net olarak görülen şu ki suni kamuoyu baskısı ve dış etkenlerle TFF ve kuralları bizi hayalkırıklığana uğrattı. TFF ve kurulları forma renlerine göre farklı kararlar vermektedir." dedi.


Galatasaray olarak yenilgiye kılıf aramadıklarını ve derbide kötü oynadıklarını kabul ettiklerini ifade eden Haldun Üstünel, ardından sözü derbide yaşanan olaylara getirdi ve şunları söyledi:

"HAKEMİN MAÇI NİYE OYNATTIĞINI MERAK EDİYORUZ"
"Maç öncesi kavgalar, hakemin başının yarılması ve hayati tehlike içeren olaylar vardı. Hakeme dikiş atıldı, maç 10 dakika geç başladı. Kitapta çok açık olan bir noktada hakemin maçı niye oynattığını merak ediyoruz."

GEZER MAÇI KORKARAK YÖNETTİ
Maçın hakemi Bünyamin Gezer'in "Maçı iptal etsem 50.000 kişiyi kim tutacaktı" şeklindeki açıklamasına sert tepki gösteren Üstünel, "Bünyamin Gezer bu sözüyle aslında maçı iptal etmesi gerektiğini ve korktuğunu itiraf etmiş oldu. Maçı da korkarak yönetti. Bunu bütün kararlarda gördük." dedi. Bünyamin Gezer'e soruyorum. Oyunu devam ettirirken etkilendiğiniz 50 bin kişiden, maçı yönetirken de etkilendiniz mi?" diyen Haldun Üstünel, küfür konusunda da hakemi eleştirdi. Gezer'in "Hakemlere yönelik bir küfür yoktu" şeklindeki açıklamasına tepki gösteren Galatasaray Futbol Şubesi Sorumlusu Haldun Üstünel "Maçın hakemi küfür sadece kendisine edilirse mi küfürden sayıyor?" dedi.

BİZE BİLİNÇLİ SALDIRI YAPILDI
Maçın başlamasına 50 dakika kala Cristian ile Arda arasında başlayıp büyüyen kavga ve sonrasında yaşananlar hakkında ise Üstünel şunları söyledi: "Maç öncesinde taraftarını selamlamaya giden futbolcularımıza durduk yerde yapılan saldırı ve özellikle kaptanımıza yapılan bilinçli saldırı, atılan yumruklar, Keita'nın gözünün çıkmasına ramak kalan yaralanması, hakeme atılan dikiş... Ayrıca kaptanımız Arda'ya 50.000 kişi küfür ediyor, niye hiçbir Fenerbahçeli yönetici müdahale etmiyor ve sessiz kalıyor?"

AZİZ YILDIRIM'A GÖNDERME
Üstünel, yıllar önce Ali Sami Yen'de Galatasaray'ın kazandığı bir derbi sonrası Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım'ın merdiven boşluklarının dolu olmasını gündeme getirip tepki göstermesine de atıfta bulunarak "Maç öncesi hakemin yaralı kafasıyla maça çıkması, tüm bunlara rağmen maçı oynatması, Bünyamin Gezer'in Türk futbolunda milat olacak bir kararı vermesine engel oldu. Yıllar önce bu fırsatın kaçtığını merdiven boşluklarını söyleyerek dile getirenler bugün niye sessizdir?"

ŞAMPİYON OLACAĞIZ
Şampiyonluk konusunda da iddialı açıklamalar payan Üstünel "Taraftarımıza sesleniyorum: Başarımızın kanıtları müzemizde. Bu sezon sonunda da kupalar müzemizde olacak. Hayal kurmak yok, hayal perestlik yok. Gerçekler var. 18. şampiyonluk kupası müzemizde olacak. Kimse merak etmesin, Galatasaray'a gönül verenler rahat olsun, kupa müzemizde olacak. Galatasaray taraftarı iyi gün dostu değildir zor günlerde de yanımızdadır. Pazar günü büyük Galatasaray taraftarını Ali Sami Yen'e bekliyoruz."

OYNANAN OYUNDAN MEMNUN DEĞİLİZ
Galatasaraylı futbolcuların derbide kötü oynadıklarını kabul eden Üstünel "Ne biz ne de futbolcularımız, futboldan mutlu değiliz. Bunları aramızda konuşup önlemlerimizi alacağız." dedi.

OLAYLARIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
PFDK'nın verdiği cezaları bir kez daha eleştiren Üstünel "Fedarasyona olan inancımızı sene başında belirtmişrik ancak kararların daha düzgün olmasını beklerdik. Bundan sonra bu olayların takipçisi olacağız. Cezaların formalara göre verildiği bu cezalarla görülmüş oldu. Aziz Yıldırım'ın 3 yıllık şampiyonluk sözünün alınan kararlarda etkili olduğunu düşünmüyorum. Ben buradan 18. şampiyonluk kupasının Ali Sami Yen'de kaldırılacağının da sözünü veriyorum." dedi.

FENERBAHÇE YÖNETİMİM GERGİNLİKTEN YANA
Fenerbahçe Yönetimine eleştirilerini sürdüren Haldun Üstünel "Galatasaray yönetimi olarak son 4 yıldır derbi maçlarından önce göstermiş olduğumuz tavırlarla örnek olmuşuzdur. Fenerbahçe Yönetimi'ne sürekli olarak yemek daveti yapmamıza rağmen kendileri bunlara hiç bir zaman iştirak etmemiştir. Herhalde onlar da gerginlikten yana olmak ister bir durumdalar." diye konuştu.

HAKEMLER DAHA CESARETLİ OLMALI
En büyük dileğiimiz hakemlerimizin daha cesaretli olmaladır. Ama şunu görmekteyiz ki, hakemlerimiz özelikle de büyük maçlarda iyi performans göstermiyor. Cesur davranamıyorlar.

G.SARAY KAPTANINA KİMSE EL KALDIRAMAZ
Arda Galatasaray kaptanıdır ve hiçkimse de Galatasaray kaptanına el kaldıramaz. Bunun böyle bilinmesi lazım. Arda genç bir futbolcu ve ona herkesin sahip çıkması lazım önemli olan futbolcuyu kazanmaktır.

MEDYA DA OLAYLARI TETİKLİYOR
Son 9 sene içerisinde Fenerbahçe'nin Galatasaray'ın sahasında sadece galibiyet almasına karşın medya heğ Galatasaray'ın 9 senedir kazanamadığı yönünde haberlaer yapıyor. Futbolcularımızın üzerinde yaratılan baskının altında medyanın da etkisi olduğunu düşünüyorum.
 
B_5180_b.jpg


Basın Toplantısı: Haldun Üstünel

Galatasaray Spor Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Haldun Üstünel, bugün Florya Metin Oktay Tesisleri Turgay Vardar Basın Odası?nda geçtiğimiz hafta oynanan Fenerbahçe ? Galatasaray maçında çıkan olaylar ve bu maç sonrası PFDK?nın verdiği cezalarla ilgili olarak bir basın toplantısı düzenledi.

Haldun Üstünel, Galatasaray Spor Kulübü olarak Pazar günü Fenerbahçe maçı öncesinde ve maç sırasında yaşanan olaylar hakkında bugüne kadar sessizliklerini koruduklarını belirtti.

Hukukun işlediği bu zaman sürecinde herhangi bir etkilenme yaratmama adına çok dikkatli hareket ettiklerini de ifade eden Üstünel, sözlerini şöyle sürdürdü: ?Ancak açık ve net olarak görüldüğü gibi kamuoyu baskısı ve dış etkenlerin etkisi altındaki TFF ve kurulları bizi hayal kırıklığına uğratmıştır. TFF ve kurulların hukuk anlayışında ve ceza uygulamalarında forma rengine göre farklılıklar oluşmaktadır.

Bizim Galatasaray olarak yenilgiye kılıf aramak gibi bir düşüncemiz yok. O gece futbol performansımız bizim ve taraftarımızın beklentilerini karşılamaktan çok uzaktı. Biz bunu biliyoruz ve bunu kendi içimizde sorguluyoruz. Ancak Pazar akşamına döndüğümüzde futbola yakışmayan görüntülerin altını çizmek istiyorum. Kadıköy?de yaşananlar, maç öncesi kavgalar ve hakemin başının yarılmasına kadar giden ciddi ve hayati tehlike içeren futbol dışı eylemler tüm Türkiye?nin gözü önünde cereyan etmiştir. Yardımcı hakemin başına dikiş atılmış, maç 10 dakika geç başlamıştır. Kurallarda ve kitapta ya da talimatlarda da belirtildiği gibi hakemin inisiyatifinde olan maçı oynatmama kararında Hakem Bünyamin Gezer?in duramamasının arkasında yatan nedeni gerçekten merak ediyoruz.?

Maçın hakemi Bünyamin Gezer?in maç sonrasında bir gazeteye verdiği demeçleri de değerlendiren Üstünel, ?Bünyamin Gezer maçı iptal etseydim çok şey olurdu, derken zaten maçı iptal etmesi gerektiğini ve korktuğunu açık açık itiraf etmiştir. Bünyamin Gezer?in, maç sonrasında 27 Ekim tarihli Hürriyet Gazetesi?nde bir demeci var. Bakın ne diyor. '50 bin kişi o stada gelmiş, maçı tatil etsem, binlerce insan protesto yürüyüşü yapacak ve çamlar çerçeveler inecek.' Ben de şimdi buradan Bünyamin Gezer?e soruyorum. Acaba oyuna devam kararı verirken etkilendiğiniz 50 bin kişiden, maç içindeki kararlarınızı verirken de etkilendiniz mi?

Yine Gezer?in sözlerine bakalım. Soru yöneltiliyor: 'Hakeme gelen cisim?' Gezer?in cevabı: 'Müferiten yapıldı. Çünkü bizi etkileyen olumsuz şart yoktu, bize küfür edilse, bize yönelik bir eylem olsa tamam.' Gezer?in burada da düşünceleri çok açık. Maçı hakemi, küfürü sadece kendisine edilirse, küfürden sayıyor? diye konuştu.

Daha sonra Kadıköy?de yaşanan olaylara değinen Üstünel, ?Maç öncesinde taraftarını selamlamaya giden futbolcularımıza durduk yerde yapılan saldırı, özellikle kaptanımıza bilinçli şekilde yapılan taciz ve atılan yumruklar, küfür, yabancı madde yağmuru, futbolculara atılan içi su dolu balonlar. Keita?nın gözünün çıkmasına ramak kalan yaralanması, hakemin başına gelen yabancı cisim ve atılan dikiş, yapılan tıbbi müdahale?

Ayrıca küfür konusunda altını çizmek istediğim bir nokta var. Kaptanımız Arda?ya 55 bin kişi toplu halde küfür ediyor. Fenerbahçeli hiçbir yönetici müdahale etmiyor, sessiz kalıyor?


Bir önemli konu da şu: Maç öncesi hakemin yaralanması, dikiş atılan kafası ile maça çıkması ve tüm bunlara rağmen maçın oynatılması; Bünyamin Gezer?in Türk futbolunda milat olacak bir kararı vermesine engel olmuştur. Tür futbolu için büyük bir fırsat kaçmıştır. Yıllar önce bu fırsatı merdiven boşluklarını doldurduğumuz için kaçırdığımızı iddia edenlerin bugün sessizliğini anlamakta güçlük çekiyorum."

Galatasaraylı taraftarlara da seslenen Haldun Üstünel, ?Tüm Galatasaraylılarla seslenmek istiyorum. Bugüne kadar olan başarılarımızın kanıtları müzemizde var. Bu sezon sonunda kupalar yine müzemizde olacak. Hayal kurmak, hayalperestlik ve vaat yok. Bizde gerçek var. 18. şampiyonluk kupası Mayıs ayında Galatasaray?ın müzesinde olacaktır. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. O kupa Ali Sami Yen?de havaya kalkacak. Galatasaray?a gönül verenler rahat olsun. Galatasaray taraftarı iyi gün dostu değildir. Galatasaray taraftarı takımını her koşulda destekler. Pazar günü de büyük Galatasaray taraftarını takımımızı desteklemek üzere Ali Sami Yen?e bekliyoruz. Her koltukta inanmış, armasına gönül vermiş Galatasaraylıları görmek istiyoruz? diyerek konuşmasını bitirdi.

Daha sonra Haldun Üstünel basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.

Bir soru üzerinde kendilerine Fenerbahçe Kulübü'nden bir özür gelmediğini belirten Üstünel "Genellikle bu tür mesajlar basın yoluyla değil resmi site üzerinden olur. Bize herhangi bir özür gelmedi? dedi.

Takımı sahadan çekmek gibi bir düşünce içine girmediklerini belirten Üstünel, ?Mağlubiyetimiz için kılıf aramak gibi bir niyetimiz yok. Güzel bir müsabakla için gittik. Karşılaştığımız manzara ise hoş değildi? dedi.

Cezalar konusunda memnuniyet duysak, bu toplantıyı burada şu an yapmazdık diyen Üstünel, ?Fikirlerimizi beyan ettik. Düşüncelerimiz, bugün verilen cezanın, daha önce bizim sahamızda olan olaylar sonucunda bize uygulanan cezaya, yakın olması gerektiği şeklinde. Bu konuda biraz rahatsızlık duyuyoruz. O yüzden bu toplantıyı yapma gereği hissettik? dedi.

Galatasaray takımının Pazar günü sahada gösterdiği performansla ilgili olarak gelen bir soruyu Haldun Üstünel, ?Ne biz yönetim olarak, ne de futbolcular o gün gösterdiğimiz performanstan mutlu değiliz. Kendi içimizde sorguluyoruz ve gerekli önlemleri alacağız? diye yanıtladı.

Fenerbahçeli futbolcu Cristian?ın gazeteye verdiği demeçlerle ilgili gelen bir soruya Haldun Üstünel, ?Bu demeçleri izliyoruz, beş gündür sessiz kaldık. TFF'nin alacağı kararları bekledik, saygı duyduk ancak bundan sonra alınan karaların takipçisi olacağız? şeklinde cevap verdi.

Verilen ceza ile ilgili olarak bir örnek verdiğini belirten Üstünel, ?Bizim sahamızda yaşanan ve aldığımız bir ceza vardı. Bunun bir emsal teşkil etmesini bekliyorduk. Emsal teşkil edecek bir karar çıkması bizi memnun ederdi? dedi.

Futbol Federasyonu?na olan inançlarını defalarca dile getirdiklerini belirten Üstünel, ?Bizler kendilerine olan inancımızı dile getirdik fakat TFF kurullularının aldığı kararların daha iyi örnek olması gerekiyor. Daha önceki emsallere uygun olması gerekiyor? dedi.

Takımda bir düşüş olmuş olabileceğini söyleyen Üstünel, ?Bu kadar milli takıma oyuncu veren bir takımın performansında tabii ki düşüşler olacaktır. Sezon sonuna kadar böyle gidecek değildir. Onların inancını biliyoruz. O kupayı getireceğimize inanıyoruz. Hep beraber şahit olacağız? dedi.

Türk futbolunun geleceği adına kaygı taşıyıp taşımadığı yönünde gelen bir soruyu Üstünel, ?Taşımıyorum dersem sizleri yanıltmış olurum. Derbiler bayram havasında geçmeli. 3-4 sene önceye kadar karşılıklı demeç yarışları oluyordu. Bunlar ortamı geriyordu. Yönetime geldiğimiz sürede ortam gerilmesin diye elimizden geleni yapıyoruz ancak futbolcuların agresif davranması bizleri son derece mutsuz kılıyor. Umarım her şey güzel bir ortama gelir? dedi.

Bir başka soru üzerine, son 4 sene içerinde derbi maçları öncesinde rakip takım yöneticilerine yemek davetlerinde bulunduklarını belirten Haldun Üstünel, ?Biz bu konuyla ilgili en iyi yaklaşım yapan kulübüz. Yemek davetlerinde de bulunduk. Bir arada olmaktan mutluluk duyuyoruz. Onlar bunu kabul etmediler, herhalde ortamın daha gergin olmasını istiyorlar. O şekilde motivasyon sağlıyorlar. Böyle bir prensip edinmişler. Bu kararlarına saygı duyuyoruz? dedi.

Hakemlerin daha adil ve cesur olması gerektiğini de ifade eden Üstünel, ?Sahada maçları kim yönetirse yönetsin daha adil, daha cesur hakemler olsun istiyoruz. Maalesef Türkiye'de cesur hakemler bulunmuyor? diye konuştu.

Arda?nın Galatasaray?ın kaptanı olduğunu ve kimsenin Galatasaray kaptanına el kaldıramayacağını söyleyen Haldun Üstünel, ?Bunu yapanların da bu sahalarda yeri olmaz diye düşünüyorum. Arda, uzun yıllar bu formaya hizmet edecek. Böyle değerleri kaybetmek yerine kazanmak en büyük görevimiz? dedi.

Haldun Üstünel, Yönetim olarak Keita için alacakları bir karar olacağını ve bu kararın haftasonunda alınacağını söyledi.

Statta olan olaylar ve edilen küfürler sırasında ise kimsenin müdahil olmadığını gözlemlediğini söyleyen Haldun Üstünel, rakip takım yöneticilerinin hiçbir tepki göstermemelerinin kendilerini üzdüğünün belirtti.

Galatasaraylı futbolcuların Kadıköy?de gergin olup olmadıkları yönünde gelen soruyu ise Üstünel, "Geçtiğimiz senenin gol kralı olan futbolcumuzun sakatlanması ile talihsiz şekilde maça başladık. Saha içinde gerginlikleri biz de istemiyoruz. İstemediğimiz de bir performans sergiledik. Ama bundan sonraki maçlarda böyle olacak anlamı çıkmamalı. Galatasaray?ın çok güçlü bir kadrosu var. Bu durumu medya farklı boyutta değerlendiriyor. Bugün 9 senede Ali Sami Yen Stadı'nda Fenerbahçe?nin iki galibiyeti var. Onlar niye yazılmıyor. Bu konu işlenmiyor. Medyanın yönlendirmesi sonucu Fenerbahçe maçında psikolojik bir baskı doğuyor. Bizler de elimizden gelen tüm çabayı sarf edeceğiz? sözleriyle yanıtladı.

Haldun Üstünel gayet yerinde ve anlamlı açıklamalarda bulunmuş.İnşallah bu söylediklerinin arkasında olurlar.Tepkimizi en güzel şekilde veririz.
 
Bülent Uygun Nilüferspor'da
Sivasspor'un eski teknik direktörü Bülent Uygun, TFF 3. Lig 1. Grup'ta ikinci sırada bulunan ve şampiyonluk hedefleyen Bursa Nilüferspor'a fahri danışman oldu. Uygun, "Bursa'da aynı sitede oturduğumuz aile dostum Nilüferspor Kulübü Başkanı Nevzat Tuna, Nilüferspor'a yardımcı olmamı istedi, ben de seve seve kabul ettim" dedi.
 
Erdal Icelli' Alıntı:
Bülent Uygun Nilüferspor'da
Sivasspor'un eski teknik direktörü Bülent Uygun, TFF 3. Lig 1. Grup'ta ikinci sırada bulunan ve şampiyonluk hedefleyen Bursa Nilüferspor'a fahri danışman oldu. Uygun, "Bursa'da aynı sitede oturduğumuz aile dostum Nilüferspor Kulübü Başkanı Nevzat Tuna, Nilüferspor'a yardımcı olmamı istedi, ben de seve seve kabul ettim" dedi.

Sonunda layık olduğu yere gitti. :) 8)
 
Erdal Icelli' Alıntı:
Bülent Uygun Nilüferspor'da
Sivasspor'un eski teknik direktörü Bülent Uygun, TFF 3. Lig 1. Grup'ta ikinci sırada bulunan ve şampiyonluk hedefleyen Bursa Nilüferspor'a fahri danışman oldu. Uygun, "Bursa'da aynı sitede oturduğumuz aile dostum Nilüferspor Kulübü Başkanı Nevzat Tuna, Nilüferspor'a yardımcı olmamı istedi, ben de seve seve kabul ettim" dedi.

Orayı da düşürür bu :) :)
 
Kadıköy Açılımı !

erkankutlu.jpg


Profesör Doktor Ertan Özcan'a sorduk: ?Galatasaray, Şükrü Saracoğlu'nda neden kazanamıyor?? Yaşadıklarıyla örnekledi, Cim Bom'a kilidi açacak anahtarı verdi. Hepsi işte bu röportajda?

Futbol, 22 adamın 1 topu 3 direk arasından geçirmesi kadar basit değil aslında. Milyon dolarların döndüğü bu sektörde; heyecan var, rekabet var, kavga-döğüş var, ama eksik çok. Ekran başındaki miniklerin kendilerine ?rolmodel? olarak seçtiği futbolcular, mahallede misket oynarken kavga eden çocuklar gibi davranıyor bazen. Peki neden? Özünde bir eğlence olması gereken bu oyunda neden herkes kavga ediyor? Söz; Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Psikiyatri Klinik Şefi Profesör Doktor Ertan Tezcan?da...

Hagi Hagi olur, Sergen Sergen?de kalır

1999 sonuydu, Elazığ?da doçenttim. Erol Tok?la tanıştık. Elazığspor 8. ya da 9.?ydu. Ona futbolcu psikodinamiğini anlattım. Birlikte çalışmaya başladık. ?Kart görmeyelim, işi götürürüm? dedi. Futbolculara şunu anlattım: ?Kasıtlı kart görmek, hakeme rol yapmak bilinçli ib..liktir.? O günden sonra 1 sarı kart görüldü ve Elazığspor 1.Lig?e yükseldi. ?Ben çıkardım? demiyorum. Ama anladım ki, futbolcu bilinçdışında ya kendini ödüllendirerek oynuyor ya da cezalandırarak.

Futbolcu hafta içi arkadaşıyla kavga eder; maçta, bilinçdışıyla ona pas vermeyerek cezalandırır. İdmanda hocasına kızmıştır, maçta topu tribüne gönderir. Yetenek arttıkça cezalandırma dürtüsü artar. Mesela Sergen Yalçın... Büyük topçu, ama bilinçdışında kendini cezalandırması çok fazla... Hagi bilinçdışı kendini ödüllendirme eğiliminde olduğu için Hagi olur. Sergen cezalandırma eğiliminde olduğu için Sergen. Bu kadar basit.

Motive kazandırır, eğitim şampiyon yapar

Türkiye?de ?Ben bu işi biliyorum? diyen bir kaç mentor var, bir takım ezbere bilgilerle bu işi halledebileceklerini zannediyorlar. Bu o kadar kolay değil. Motive edersin, ?vatan-millet sakarya? ile bir kaç maç kazanırsın. Ama eğitirsen, (psikodinamik eğitim) futbolcun, futboldışı bir hareketle kart görmez. Hakeme el kol hareketi yapmaz. Bunların ?bilinçdışı kalleşlik? olduğunu öğrenir. Motive ederseniz 1-2 maç kazanırsınız, eğitirseniz şampiyon olursunuz.

Psikiyatri ile psikolojiyi birbirine karıştırmayın. Diş hekimi ile dişçi gibi yani. Burada amaç motivasyon değil, eğitim. Motive ederseniz; Beşiktaş Chelsea?yi, Fenerbahçe Bordeaux?yu yener. Fakat Porto?nun Avrupa Şampiyonu olmasında, Manchester?ın 20 yıldır kupalara katılmasındaki temel süreç ?bilinçdışı eğitim?dir. Futbolcu bilindışında takımı için, arkadaşları, yönetimi, taraftarı için oynarsa faydalı olur. Bunun için de içindeki ?cezalandırma eğilimi?ni yok etmek lazım.

Türkiye?de futbolcu ruh sağlığı bozuk

Bir kaç örnek vereyim. Bir gün menacer Ceylan Çalışkan geldi, bir oyuncuyla ilgilenmemi istedi. Sürekli sakatlanıyordu. Ona topu topu bir ilaç verdim, Ceylan bana 5 kez teşekkür etti. Çünkü o futbolcu uzun süre sakatlanmadı. Sakatlığı ruhundaydı. Geçen yıl Belediyespor?da çalıştım. Maçlarını izleyin, görülen kartlara bakın. Kart görenlerin sahayı nasıl terk ettiğini gözleyin. En azından şunu öğretmiştik; kırmızı kart gören adam, kafasını önüne eğip gidiyordu. Bir futbolcum var, ismini veremem. Sosyalfobik. İdmanda şahane, ama seyircinin önünde titriyor. Tedavi ettik ve şimdi performansı harika.

İngiltere?de bantlı oyuncu var mı!

Beşiktaş?ta iki oyuncu var. Hemen gönderirim. Çünkü her boş anında saçıyla uğraşıyorlar. Saçına odaklanırsan, futbola odaklanamazsın ki. Şimdi bakın İngiltere?ye. Hepsinin saçları kısa. Çünkü saçına harcayacak enerjisi olmadığını öğrenmiş adam. Saçını uzatan, bant takan kaç futbolcu var İngiltere?de.

Bir teknik adamın egosunun, kendi egosunun üzerine çıkmasına futbolcunun tamammülü yoktur. Rijkaard?ın egosu, futbolcunun egosunun üzerine çıktığı anda, değişir her şey. Futbolcu 4-5 maç oynar hocası için. Sonra motive edemezsin. Daum her takımı motive eder. Çünkü öne geçmez. Öne geçtiğini anladığı an kendini geri çeker. Çünkü bir kez öne geçmeye kalktı, şampiyonluğu verdi. Bu Fener?e psikodinamik eğitim verin, Avrupa Şampiyonu olmaması için neden yok.

Büyücü, falcı değilim, ama bilirim

?Ameliyata hazırım? dersin. Ancak heyecanlanırsın, tansiyonun fırlar. ?Beyaz gömlek sendromu? diye bir şey var mesela. Aynen böyle. Büyücü, falcı değilim, ama maçtan 3 gün önce Fenerbahçe?nin kazanacağını tahmin ettim. Galatasaray?da Dünya çapında futbolcular, kariyerli bir hoca var. Ancak futbol sadece ?Sahaya çık, antrenman yap, pas ver, gol at? değil. Bu takıma ?bilinçdışında kendisini cezalandırmayacak bir ekip formatı? atmak lazım. Galatasaray?a maçtan bir gün önce, tek seans, ?güvenli davranış terapisi? yapılsın; bu kadroyla Kadıköy?de 10 maç oynasa belki 1?ini kaybeder. Galatasaray?ın içinde bulunduğu durum ?öğrenilmiş çaresizlik? değil; ?bilinçdışında bütün ekibin, bütün camiayı cezalandırması...? * Bahsettiğiniz hizmetlerin bir bedeli olacak elbette. Ne kadar? 200 milyon Euro?luk takım kurmuşlarsa, yılda 20 bin Euro da bu iş için harcasınlar. Ben takımın hayal edemeyecekleri noktaya gelmesine katkıda bulunayım. En azından şu garantiyi veririm: Bu takımda kimse sportif dışı kart görmeyecek. Bu takımda kimse gece 2-3?te dışarıda görülmeyecek. Bu takımda kimse antrenmanda kaytarmayacak. Çünkü sen bilinçlendirmediğin adama antrenman yaptırır, taktik verirsin. Çünkü o adam hâlâ mahallede aldığı kültürle hareket ediyor.

Cerrahla katil arasında fark yoktur

Bu ameliyat gibi bir şey değil herhalde, bir kere yaptıralım, geçsin gibi... Hayır. Bu bir süreç. Bazen 1, bazen 2,3, 4 sene sürebilir. Fakat milyon Eurolar verilerek alınan futbolculardan oluşan bir takımda, hoca var, doktor var, masör var, psikiyatrist de olmak zorunda. Bir tespitle bitirelim: Bir çocuk düşünün; kesme dürtüsü çok fazla... O dürtüyü alır çok ders çalışarak kullanırsa önce doktor, sonra cerrah olur. Toplumun istediği şekilde keser. Buna bilindışı ödüllendirme diyoruz. O dürtünün yarısını kullanırsa terzi, marangoz, kasap olur. Nötrdür bu. Biraz toplumu öldürür biraz kendini. Eğitmezseniz gangster olur, katil olur. Bir cerrah ile bir katil arasında fark yoktur. Önemli olan eğitimi, enerjisini nasıl kullanması gerektiğini bilmesi.

Rijkaard, Denizli ve Daum?dan 2?si gider

Geçen sezon, ?4 Büyükler?in hocalarından ikisi devrede gider, kalırsa da biri sezon sonu kalır? dedim, öyle oldu. Şimdi diyorum ki: Rijkaard, Denizli ve Daum?dan ikisi, gelecek yıl olmayacak. Çünkü biz sürekliliği hâlâ sportif başarıda, günlük olaylarda arıyoruz. Süreklilik ne biliyor musun? Bir futbolcuyu 12 yaşında alacaksın, psikodinamik eğitimini vereceksin. Ona önce insan olmayı, paylaşmayı, takım olmayı öğreteceksin. Bunu yaparsan büyüdüğünde kart görmez, görürse de takımı için görür. Hata yapmaz. Yaptığı hatanın, aslında kendini ve arkadaşlarını cezalandırmak olduğunu öğrenir. Pazartesi otobüse binerken, salı altına Lamborghini çekmez. Önce ?Opel?e bineyim? der. Eğitime A Milli değil, minik milli takımda başlayacaksın. Ajax?ın yıllardır yaptığı bu...

Arda 10 kat iyi olabilir

Arda böyle giderse ?bilinçdışı kendini cezalandırma dürtüsü? çok fazla olacak. Geçen sene Belediyespor?da çalıştım. Arif?i (Erdem) çok severim, dünyanın en dürüst insanlarından biridir. Dedi ki; ?Abi seninle futbolcuyken çalışsaydım, Madrid?in Real?inde oynardım. Gidip bir senede dönmezdim. Çünkü bunun kendine güvensizlik olduğunu öğrendim. Fobilerim nedeniyle uçağa binmemek için sakatım dediğim bile olmuştu...? Arda, birkaç ay önce Türkiye?ye gelmiş bir Brezilyalı?nın üzerine parmağını sallayıp gidiyor. Oysa ki o adamın söylediklerini anlamayacağını biliyor. Neden bunu yapıyor? Çünkü hazırlanmamış maça. Fiziksel olarak hazır olmanın bu durumda pek önemi kalmıyor. Arda son dönemde bilinçdışı kendini cezalandırıyor. Ehil biriyle1 sene çalışsın, performansı 10 kat artar.

Keita?nın yanına bir psikiyatrist şart!

Bilinçdışı kendini cezalandırma eylemi nedir? Bir futbolcunun sarı kartı varken ikincisini görmesi, ya da futboldışı bir hareketle atılması. Örnek; Keita... Tam anlamıyla ?ağır bir bilinçdışı kendini cezalandırma? örneği... Lyon?a 19.5 küsur milyona gitmiş, Galatasaray?a 8.5 milyon Euro?ya gelmiş. Lyon, 10 milyon Euro kaybetti, ama Keita?yı bilinçdışı cezalandırma eğilimine girdiği için gönderdi. Keita futbolculuğundan dolayı kaybettirmedi yani o değeri. Şimdi Keita?yı getiriyorsan buraya, bir de psikiyatrist eşlik edecek ona. Kimse kusura bakmasın. Rijkaard?ın yanına birisi oturacak ve her hafta Türkiye?de insan psikolojisini anlatacak. İnsanlara bunları öğretirsen, bu sorunlar kısa sürede aşılabilir çünkü.

Terim bıraksa Afrika?daydık

Fatih Terim?i düşünelim... Takımı çok iyi motive ediyor. Avrupa Şampiyonası?nda diyor ki; ?Bu benim son turnuvam.? Takım o gazla 3. oluyor. Ancak buna devam edersen, aynı futbolcular bilinçdışında senin için oynamaz. Önemli olan bir futbolcuyu bilinçli değil, bilindışında senin için oynar hale getirmek. İddia ediyorum; Terim, Avrupa Şampiyonası?ndan sonra bıraksaydı, Milli Takımımız şimdi Dünya Şampiyonası?ndaydı. Sıkışıyorsun; Halil?i, Yusuf?u alıyorsun. Yıllardır almadığın adamlar bunlar. Bu adamlar, bilinçdışı senin için oynamazlar. Aksine, bilinçdışında seni cezalandırırlar. Nitekim, 2 pozisyon yakaladılar, atamadılar. Ben, Oğuz Tongsir?in yaptığı bir programda, Lig TV?de 1 yıl önce söylemiştim; Attila Gökçe bey de vardı, Estonya maçı öncesiydi ve ?Güney Afrika?ya gidemeyiz? demiştim.

Alpay faturayı kesti!

Bana Alpay Özalan?ı sormuşlardı. Vlaovic gole giderken çelme atmamış ve yenilmiştik. Fatih Terim o zaman dedi ki, ?Ben, kendisi için oynayan futbolcuyu bundan sonra Milli Takım?a almayacağım...? Bu sözler, Alpay?ın bilinçdışına yazıldı. Sonra tarihin en önemli maçına çıktık İsviçre?yle. Alpay hiç olmayacak bir pozisyonda indirdi rakibini ve penaltı. 15 sene öncesinde atmıştı bilinçdışına; geldi ve cezalandırdı işte seni, hem de yıllar sonra.

Sir, Beckham?ı yollar

Sir Alex Ferguson yaşlı başlı adam. Neden 20 küsur senedir Manchester?da? Çünkü kendini bilinçdışında ödüllendirerek oynayacak ne kadar futbolcu varsa topluyor. Yaptığı iş bu. Sonra bilinçdışı kendini ödüllendirmekten vazgeçecek adamları anında gönderiyor. Mesela David Beckham. Medyatik bir evlilik yaptı, reklama daldı, belli ki artık Ferguson?u ödüllendirmeyecek, hemen sattı. Onu gönderdiğinde Ronaldo?yu aldı. Tıpkı Beckham gibi değişmek üzere olduğu anda onu da sattı. Spor psikiyatrisi 1991?den beri var dünyada ve Ferguson 20 küsur yıldan bu yana bu gerçeğin farkında.

Lugano kontrollü antisosyal

Biz onun gibilere ?kontrollü antisosyal? diyoruz. Antisosyal yapıyı, saha içinde enerjisini sonuna kadar kullanarak boşaltıyor. Tıpkı Doktor Jekyll ile Mr. Hyde gibi... Gündüz doktor, gece katil! Lugano da öyle işte. Çıkıyor sahaya, içindeki bütün dürtüleri boşaltıyor. Ancak şu da bir gerçek ki bilinçdışı kendini cezalandırma eğilimi çok fazla olan bir adam. Bakın, geçtiğimiz yılki Galatasaray derbisine. Ama yönetim de büyük hata yaptı, Lugano?yu geri getirerek; ?Evet, sen bizi cezalandır? dedi. Öyle bir kritik maçta öyle iki hata yapacak ki, yine Fenerbahçe?yi cezalandıracak.

İbrahimoviç hep verir!

Zlatan İbrahimoviç... Adamı psikodinamik açıdan incele... Ben ilk izlediğim sene o adamın inanılmaz yerlere geleceğini düşündüm. Çünkü bilinçdışında ezilmiş. Yaşamda var olması için sürekli çevresini ödüllendirmesi gerektiğini düşünüyor. Bilinçdışında ama, buna dikkat edin. Kendisini ödüllendirmesi lazım. İşte bugün Barcelona?da top oynuyor.

Eto?o gelirse şaşırmayın

Samuel Eto?o, İspanya?da birkaç kez ırkçılıkla ilgili sıkıntılar yaşadı. Sonra dedi ki; ?Ben oynamam, etmem...? O belli ki bilinçdışı kendini cezalandırma eğilimine girmiş. Ne yaptı Barcelona, hemen gönderdi. Şimdi İnter?de. Bakın, birkaç yıl içinde Türkiye?ye gelirse kimse şaşırmasın. Çünkü biz bilinçdışı kendini cezalandırma eğilimine girmiş futbolcuları almaya bayılıyoruz. Bu konuda üzerimize yok.

Tjikuzu?ya test şarttı

Trabzonspor, Tjikuzu?yu transfer etti. Ben onunla geçen sene Belediye?ye 1 yıl boyunca çalıştım. Çalıştım, evet çalıştım ve başka bir şey de söylemiyorum. Bir adamı transfer edeceksen a-) Bu adamın kişiliği nasıl, b-) Takıma uyum sağlar mı? Bunlara bakacaksın. Çünkü negatif kişilikler de takım içinde birbirlerini çok etkiler.

Kimdir?
20 Ocak 1984?te Erzurum Atatürk Üniversitesi?ni bitirdi. Ekim 1990?da ?psikiyatri uzmanı?, 1998?de doçent, 2004?te profesör oldu. 2005?te Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi?nde Psikiyatri Kliniği kurdu. 2008?de Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi?nde Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yaptı. Halen Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi?nde Psikiyatri Klinik şefi. 54 kez ?TÜBİTAK bilim teşvik ödülü? aldı. Yurtdışında yayımlanmış 67 çalışması bulunmaktadır.

Zafer Büyükavcı / Fanatik

....................................

Okumaya üşenmiştim ama okuyunca gerçekten mantıklı buldum. Ayrıca bu kadar sporun içinde bir PFD'a hiç rastlamamıştım. Sizede okumanızı tavsiye ediyorum
 

Üst